Ben, bir Türk evladı olarak, bu vatanın her karış toprağında Mustafa Kemal Atatürk’ün izlerini görüyorum. Onun Nutuk’ta haykırdığı “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü, sadece bir cümle değil, Türk milletin ruhudur. Bu söz, benim de kalemime rehber, yüreğime ilhamdır. Türk Milleti’nin tarih boyunca yazdığı destanlar, savaş meydanlarında dökülen alın teri ve kanla yoğrulmuş bir bağımsızlık hikâyesidir. Bu hikâyenin kahramanı, ne bir kişi ne bir zümre, sadece ve sadece Türk Milleti’dir.
Atatürk, Nutuk’ta, “Türk Milleti’nin karakteri yüksektir, Türk Milleti zekidir, Türk Milleti çalışkandır” derken, bu milletin özünü tarif etmişti. Ben de bu sözlere bakarak diyorum ki: Ey Türk Milleti, senin bu vasıfların, seni yok saymaya cüret edenlere en büyük cevaptır! Kimse bu millete tepeden bakamaz. Kimse bu milletin iradesini hiçe sayarak, onun oyunu talep edemez. Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün canını ortaya koyarak, ömrünü adayarak kurduğu bir devlettir. Bu devlet, birilerinin kişisel hırslarına, üstten bakışlarına veya geçici heveslerine kurban edilemez.
Nutuk’ta, “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” demişti Atatürk. Bu söz, bugün de yolumuzu aydınlatıyor. Türk Milleti’nin iradesi, her daim bu vatanın en büyük gücü olmuştur. Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da bu irade, düşmana karşı dimdik durdu. Bugün de aynı irade, bu milletin birliğine, dirliğine ve egemenliğine sahip çıkmalıdır. Oy istemek için kapımıza gelenler, önce bu milletin tarihine, kültürüne, değerlerine saygı göstermelidir. Türk Milleti’ni yok sayarak, ona üstten bakarak siyaset yapılmaz. Bu, sadece gaflet değil, aynı zamanda bu millete yapılmış bir haksızlıktır.
Son günlerde, bir siyasetçinin, Müsavat Dervişoğlu’nun, Türk halkına yaptığı terbiyesizlik, bu milletin onurunu zedeleyen bir skandaldır. Güneşin altında saatlerce bekleyen, desteğe gelmiş vatandaşı azarlamak, ona “konuşun dedik de, söz büyüğün sus küçüğün” demek, Türk Milleti’nin iradesine ve haysiyetine yapılmış bir hakarettir. Atatürk’ün Nutuk’ta dediği gibi, “Milletin istiklali, milletin azim ve kararıyla kurtarılacaktır.” Bu azim ve karar, hiç kimsenin tepeden bakarak, küçümseyerek çiğneyemeyeceği bir değerdir. Böyle bir tavır, sadece o kişinin değil, onu alkışlayanların, susanların, seyredenlerin de suçudur. Türk Milleti, egemenliğinin nerede olduğunu, iradesinin nasıl korunması gerektiğini bir kez daha hatırlamalıdır.
“Egemenlik milletindir, adalet mülkün temelidir.” Ancak, mecliste Türk milleti egemen mi? Mahkemelerde adalet var mı? Bu sorular, hepimizin vicdanını sızlatıyor.
Vatandaşı azarlayan, küçük görenleri vekil seçenler, onları alkışlayanlar, susanlar, seyredenler…
Hiç mi suçları yok? Egemenlik milletin, peki Türk Millet nerede? Değişim için önce aynaya bakmalıyız. Atatürk’ün mirası, bu milletin birliğine, dirliğine ve egemenliğine sahip çıkmayı gerektirir. Bu mirası korumak, sadece birilerinin değil, hepimizin sorumluluğudur.
Ben, bir Türk evladı olarak, Atatürk’ün izinde, onun bize bıraktığı mirasa sahip çıkıyorum. O miras, sadece toprak değil, bir milletin haysiyetidir, onurudur, egemenliğidir. Nutuk’ta, “Türk Milleti’nin istikbali, bugünkü evlatlarının doğru görüşü ve yorulmak bilmeyen çalışma azmiyle parlak olacaktır” demişti. İşte bu yüzden, diyorum ki:
Yorumlar kapalı.