Bir milletin dili, onun kalbidir. Kalbi susturulan bir beden nasıl yaşarsa, dili unutturulan bir millet de öyle sürüklenir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu hakikati yüz yıl önce fark etti; harf devrimiyle milletin nefesini açtı, Türk Dil Kurumu’yla bu nefese kalıcı bir ritim verdi. Ziya Gökalp ise daha önce teorisini kurmuştu: “Hars”ı, yani millî kültürü, dilin üzerine bina etmişti. Atsız da kılıcı çekip meydanda haykırdı: “Dilini kaybeden millet, istiklalini kaybeder.”
Bugün 26 Eylül… Takvim yaprakları, Birinci Türk Dil Kurultayı’nı hatırlatıyor. Adı “bayram” ama kimimiz için sadece sosyal medyada bir etiket. Telefon menüsü İngilizce, sohbetlerde “like” ve “post” havada uçuşuyor; sonra da gururla “Türk Dil Bayramı kutlu olsun!” diye yazıyoruz. Bu, toprağa su yerine boya dökmeye benzer: renk var, kök yok.
Dil, bir ağacın köküdür. Toprakla bağı zayıfsa, en hafif rüzgârda yapraklar yabancı ellere savrulur. Bugün Türkçemiz; reklam panolarından, sosyal medya sayfalarından, ithal dillerin rüzgârını yüzünde hissediyor. Ve biz hâlâ, “ama bu kelime havalı” diye mazeret üretiyoruz. Havalı kelimeyle köksüzlük arasındaki farkı göremiyoruz.
Gökalp’in dediği gibi, milletin harsı (kültürü) dilin içindedir. Atsız’ın dediği gibi, dili satmayan millet mahvolmaz. Bu iki ses, Atatürk’ün devrimci hamlesiyle birleşip bize bir uyarı bırakıyor: Dil, sadece edebiyatın değil, istiklalin de kalesidir. Kale kapısını yabancı kelimelere teslim edersen, bir sabah uyanır ve göğsündeki bayrağın rengini sorgular bulursun kendini.
Bayram günü “beğeni” rekoru kırmakla övünenler, kendi ana dilinde iki satır arı Türkçe yazamazken, “milliyetçiyim” diye övünüyor. Milliyetçilik, fotoğraf filtresi değildir; dilin kelime kelime korunmasıdır.
Bugün yapmamız gereken, sadece Atatürk’ü, Gökalp’i, Atsız’ı anmak değil; onların gösterdiği istikameti günlük hayatımıza taşımaktır. Çocuğuna Türkçe isim vermek, mesajlarda öz Türkçe kelimeler seçmek, sokağında tabelası Türkçe olan dükkânı tercih etmek… Küçük ama kök salan adımlar.
Dil, milletin kalbidir. Kalbini satmayan milletin nefesi tükenmez. Türk Dil Bayramı kutlu olsun; bayram sadece takvimde değil, her cümlemizde yaşasın.
Yorumlar kapalı.