Simge ERCİYAS
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Haberler
  4. Rusya’nın Akkuyu Nükleer Santrali Hissesini Devrediyor

Rusya’nın Akkuyu Nükleer Santrali Hissesini Devrediyor

“İnşa et-Sahip ol-İşlet” (BOO) modeliyle dünyada bir ilk olan ve inşaat aşamasında ne olacağı asla belli olmayan santralin son durumu, herkesin çapını ortaya koyuyor lakin gelinen nokta amaç mı mağduriyet mi? Kendi tarafımızdan acil sorgulanması gerekli. Akkuyu’nun değeri 25 milyar dolar olarak belirtiliyor, yarısına yakınını almak isteyenlerin bu durumda 12 milyar doları gözden çıkarması gerek. Rus şirketin eski açıklamalarına dayanan bu tahminlerin yanıltıcı olabilir. Amerikan Enerji Bilgi Dairesi’nin verileriyle, bugünkü fiyatlardan hesaplarsak, Akkuyu ölçeğinde bir nükleer santralın yapım maliyeti 37 milyar doları bulabilir. Rusya kaça satar, finansal sıkıntısı ne kadar büyük; bilmiyoruz. Önerimiz; Hisse tüm Türk yatırımcılara açılmalıdır. Güç birliği için yabancı yatırımcı girdirilmemelidir.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Akkuyu Nükleer Santrali, Türkiye’nin enerji arz güvenliğini artırma potansiyeline sahip olsa da jeolojik, çevresel, ekonomik, politik ve güvenlik riskleri ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Deprem bölgesinde yer alan santralin olası bir kaza durumunda yaratacağı çevresel felaket, finansal aksamalar nedeniyle artan ekonomik yük, Rusya’ya bağımlılık ve ulusal güvenlik endişeleri, projenin tartışmalı yönlerini öne çıkan konular arasındadır. 

Rosatom’un %49 hisseyi devretme planları, bu riskleri hafifletmek yerine, yeni ortakların kim olacağına bağlı olarak belirsizlikleri arttırmıştır. Türkiye’nin, bu riskleri yönetmek için daha şeffaf bir yönetim modeli geliştirmesi, daha fazla ve sadece Türk yatırımcılarla birlik olması ve çevresel güvenlik önlemlerini artırması hatta projede daha aktif bir rol üstlenmesi gerekmektedir.

Aksi takdirde, Akkuyu Nükleer Santrali, enerji bağımsızlığı hedefinden çok, yeni bağımlılıklar ve riskler doğuran bir proje olarak kalabilir.

Daha önce söz konusu yüzde 49’luk payın Cengiz Holding A.Ş., Kolin İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Kalyon İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den oluşan üçlü bir konsorsiyuma satılması gündeme gelmişti ancak bu şirketler 2018 yılında ortaklıktan çekilme kararı almıştı.

Akkuyu Nükleer Santrali bağlamında Türkiye’nin karşı karşıya olduğu siyasi riskleri:

Akkuyu Nükleer Santrali, “inşa et-sahip ol-işlet” (BOO) modeliyle dünyada bir ilktir ve tamamen Rosatom’un kontrolündedir. Türkiye’nin %49 hisse satın alma hakkını kullanmaması, projenin Rus egemenliğinde kalmasına neden olmuştur. Reuters analizleri, Türkiye’nin Rusya ile artan ekonomik bağlarının, Batı ile ilişkilerini dengelemesini zorlaştırdığı yönünde algıya sebep olmuştur. Özellikle Ukrayna işgali sonrası Rusya’ya uygulanan uluslararası yaptırımlar, Akkuyu’nun stratejik bir kırılganlık yaratma potansiyelini artırmıştır.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Türkiye’nin enerji arz güvenliğini artırmak için stratejik bir proje olarak öne çıksa da Rusya’nın devlet nükleer enerji şirketi Rosatom’un %100 sahipliğinde inşa edilmesi ve %49 hissesinin devri için yürütülen yerli ve yabancı şirketler üzerinden ilerlemesi, ciddi siyasi riskleri beraberinde getirmektedir.

Öncelikle bilmemiz gereken, Mersin, Gülnar, Büyükeceli’de bulunan Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Rusya’nın devlet nükleer enerji şirketi Rosatom tarafından inşa edildiğidir. 2010 yılında Türkiye ile Rusya arasında imzalanan hükümetler arası anlaşma çerçevesinde başlatılan bu proje, 25 milyar dolarlık bir yatırıma dair 4.8 gigawatt üretim ile Türkiye’nin enerji ihtiyacının yaklaşık %10’unu karşılamayı hedeflemektedir. Santralin ilk ünitesinin 2025 sonu veya 2026 başında devreye girmesi beklenmektedir.

Santralin Rus VVER-1200 reaktör teknolojisiyle inşa edilmesi, Türkiye’nin bu teknolojiye bağımlılığını artırmaktadır. Personel eğitimi, bakım ve nükleer yakıt tedariki gibi kritik süreçler Rosatom’un kontrolünde olup, bu durum Türkiye’yi uzun vadeli bir teknolojik bağımlılığa itebilir. TASS haberine göre, projenin ilk ünitesinin 2025 sonu veya 2026 başında devreye girmesi planlanmaktadır, ancak finansal ve lojistik aksamalar bu takvimi riske atmaktadır. Ayrıca olası gecikmeler, Türkiye’nin enerji planlamasını olumsuz etkileyebilir.

Akkuyu projesinin 25 milyar dolarlık maliyeti, Türkiye’nin ekonomik yükünü artırmaktadır. Jamestown raporuna göre, Rosatom’a 7 milyar dolarlık bir ödeme gecikmesi bulunmaktadır ve ABD yaptırımları nedeniyle yabancı bankalar projeye finansman sağlamaktan çekinmektedir. Al Mayadeen haberinde, J.P. Morgan ve Citigroup üzerinden yapılan 5 milyar dolarlık transferin bir kısmının dondurulduğu belirtilmiştir. Bu durum, Türkiye’yi Rus rublesi, Türk lirası veya doğal gaz takası gibi alternatif ödeme yöntemlerine zorlamakta, ekonomik bağımlılığı artırmaktadır.

Rosatom’un %49 hisseyi satma planları, Bloomberg ve Business Standard haberlerinde yer aldığı üzere, projenin finansal sürdürülebilirliğini güçlendirmeyi amaçlasa da Türkiye’nin bu hisseleri almaması ekonomik kontrol kaybına yol açmaktadır. Türkiye’nin projede yönetimsel bir rol üstlenememesi, Nordic Monitor tarafından da eleştirilmiş, bu durumun uzun vadeli ekonomik riskler yaratabileceği belirtilmiştir.

Doğrulanmamış olsa da potansiyel yatırımcılar Türk ve yabancı şirketler ve Pers Körfezi ülkeleridir. Endişeler ise Deprem riski, çevresel etkiler, Rusya’ya bağımlılık, şeffaflık eksikliğidir.

1 Temmuz’da İntihal yaratan bu haberin diğer riskleri;

Hisse Devri Sürecinin Belirsizliği

Rosatom’un %49 hisseyi satmak için Türk ve yabancı şirketlerle görüşmeler yürüttüğü, Business Standard ve OREAND gibi kaynaklarda belirtilmiştir. Ancak, potansiyel ortakların kim olacağı ve bu devrin Türkiye’nin proje üzerindeki kontrolünü nasıl etkileyeceği belirsizdir. Eğer hisseler, örneğin Çin veya başka bir otoriter rejime yakın bir ülkeye devredilirse, bu durum Türkiye’nin uluslararası alandaki diplomatik konumunu daha da karmaşık hale getirebilir.

TASS haberine göre, hisse devri görüşmeleri ekonomik modeller üzerine yoğunlaşsa da siyasi sonuçları göz ardı edilemez.

Görüşmelerin Arka Planı

Rosatom’un hisse devri planları, projenin finansal sürdürülebilirliğini artırmayı ve uluslararası ortaklarla risk paylaşımını sağlamayı hedeflemektedir. 2018’de Türk şirketleriyle yapılan görüşmeler, ticari şartlarda anlaşmazlık nedeniyle sonuçsuz kalmıştır. Güncel müzakereler hem Türk hem de yabancı yatırımcıları kapsamakta olup, projenin ekonomik modelini güçlendirmeyi amaçlamakta olduğu iddia edilse de Türk yatırımcılar derken kimlerin kast edildiği de şeffaflaşmalıdır. Hisse tüm Türk yatırımcılara açılmalıdır. Güç birliği ile yabancı yatırımcı girdirilmemelidir.

Diğer Ana Noktalar

  • Türkiye’nin Rolü: Türkiye, 2010 anlaşmasıyla tanınan %49 hisse satın alma hakkını 15 yıldır kullanmamıştır, bu da projenin tamamen Rus kontrolünde kalmasına yol açmıştır.
  • Finansal ve Stratejik Zorluklar: Proje, finansman sorunları ve ABD yaptırımları nedeniyle aksamalar yaşamış, alternatif ödeme yöntemleri (Rus rublesi, Türk lirası, doğal gaz takası) kullanılmıştır.
  • Belirsizlikler: Pers Körfezi ülkelerinden şirketlerin projeye ilgi gösterdiği iddia edilse de bu bilgi güncel haber kaynaklarında doğrulanmamıştır.
  • Bölgenin deprem riski: Akkuyu Nükleer Santrali, Mersin’in Gülnar ilçesi, Büyükeceli mevkiinde, aktif fay hatlarına yakın bir bölgede yer almaktadır. Türkiye, deprem riski yüksek bir coğrafyada bulunmakta ve Akkuyu’nun Ecemiş Fayı’na yaklaşık 30 kilometre mesafede olması ciddi endişelere yol açmaktadır. Nordic Monitor raporuna göre, santralin deprem bölgesinde inşa edilmesi, olası bir sismik olayda nükleer sızıntı riskini artırmaktadır. Çernobil ve Fukuşima gibi nükleer felaketler, bu tür risklerin yıkıcı sonuçlarını gözler önüne sermektedir.

Çevresel riskler de göz ardı edilemez. Santralin Akdeniz’e yakın konumu, olası bir kaza durumunda deniz ekosistemine zarar verebilir. Soğutma suyu deşarjı ve atık yönetimi, çevresel sürdürülebilirlik açısından tartışma konusudur.

Devlet yönetimi Milli olmayan politikalar ile yönetildiğinde ne denli kaoslar yaşanacağının da örneğidir Ak PARTİ sistemi. Başkanlık sistemi egolarıyla, yetkin olmayan kurum yöneticileri ile bir ülke siyasi yıkımla beraber halkın ekonomik yokluğuna da sebep olur ve olacaktır. Bu doğrusal mantıkta yönetemeyen yönetimler Cumhuriyet rejiminde yaptırıma tabidir ve hukuksal hesap verme aşamasında değerlendirilmelidir. 

Geçmişe dair bugüne adım adım bakalım

Akkuyu Nükleer Santrali Son Duruma bakacak olursak, 2025’te %49 hisse kime devir olacak sorusuyla baş başa kaldığımızı görüyoruz. Sizce başarı bunun neresinde?

  • 10.03.2021: Santralin 3. ünitesinin temel atma töreni yapıldı.
  • 01.01.2021: Akkuyu NGS’nin inşaatında fiili gerçekleşme oranı %37 oldu.
  • 03.04.2018: Akkuyu Nükleer Santrali için resmi temel atma töreni gerçekleştiriliyor. Törene Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılıyor.
  • 22.12.2017: Akkuyu NGS için 17 Kasım 2017’de verilen teşvik belgesi Resmî Gazete’de yayınlandı. Buna göre yatırım için harcanacak 76 milyar TL KDV’den, 4 milyar 508 milyon 259 bin 804 ABD Doları da gümrük vergisinden muaf olacak.
  • 10.12.2017: Akkuyu NGS’nin nükleer güç ünitelerinin inşasına hazırlık için gerekli olan öncelikli tesislerin temel atma töreni Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Fatih Dönmez ve Rusya Devlet Nükleer Enerji Kurumu (Rosatom) Başkanı Aleksey Lihaçev’in katılımıyla gerçekleştirildi.
  • 18.08.2017: Rossiya 24 televizyonuna konuşan Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak, “Birinci blok inşaata başlama izninin alındığı tarihten itibaren 7 yıl içinde devreye alınmalı. Türk tarafı, bu blokun Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yıl dönümünün kutlanacağı 2023’e kadar inşa edilmiş olmasını istiyor” dedi. Bakan Novak “Bu yılsonu veya önümüzdeki yılbaşı projenin hayata geçirilmeye başlandığını ve inşaat prosedürlerini görmeyi umuyoruz” ifadelerini de kullandı.
  • 11.06.2017: EPDK, Akkuyu Nükleer Güç Santrali için Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi’ne 49 yıl süreli lisans verdi.
  • 10.11.2016: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MÜSİAD EXPO’nun açılış konuşmasında Akkuyu NGS’nin 2023 yılında faaliyete geçeceğini söyledi. Bilindiği üzere daha önce 2019 yılında devreye alınması planlanan ilk reaktörün devreye giriş tarihi, Rusya ile yaşanan kriz sonrası yetkililer tarafından 2022 olarak telafuz edilmişti.
  • 10.10.2016: Mersin Büyükşehir Belediye Meclis toplantısında Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinin 1/100.000 ölçekli plana işaretlenmesi oy çokluğuyla kabul edildi.
  • 09.08.2016: Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki ülke arasında yaşanan gerilimin ardından Rusya’ya yaptığı ziyarette “Akkuyu projesiyle ilgili buranın stratejik yatırım haline getirilmesi konusuydu. Bu karar alınacak ve Akkuyu stratejik yatırım konusu içerisinde yerini alacaktır” dedi.
  • 11.07.2016: Akkuyu Nükleer Santrali’nin olumlu ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Raporu’nun iptali için açılan davada, Danıştay tarafından görevlendirilen 15 kişilik Bilirkişi Heyeti, davacı taraf temsilcileri ile santral sahasında incelemelerde bulundu.
  • 09.02.2016: Daha önce 2019 yılında devreye alınması planlanan ilk reaktörün devreye giriş tarihinin 2022 yılı olacağı açıklandı.
  • 01.09.2015: Akkuyu Nükleer A.Ş bünyesinde Mersin Bölge Kamu Diplomasisi ve Devlet İlişkileri Bölge Müdürü Faruk Uzel görevinden istifa ettiğini açıkladı. Uzel, istifa açıklamasında önemli teknik hatalar yapıldığını iddia etti. Yaşanan gelişmeler üzerine Akkuyu Nükleer’in avukatı ise açıklamanın şirket tarafından yapılmadığını, dolayısıyla şirketi bağlayıcı olmadığını, Faruk Uzel hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
  • 14.04.2015: Akkuyu Nükleer Deniz Yapıları’nın temel atma töreni gerçekleştirildi. Törene Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Rusya Devlet Nükleer Şirketi Rosatom yetkilileri katıldı. Akkuyu Nükleer Deniz Yapıları inşaası için 1 milyar 50 milyon dolardan başlayan ihale 400 milyon dolara kadar indi. İhaleyi Cengiz İnşaat kazandı.
  • 02.01.2015: Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği, Türkiye Barolar Birliği ve Türk Tabipleri Birliği, Akkuyu Nükleer Santrali için verilen ÇED kararının iptal edilmesi için ortak dava açtı. Basında yer alan bilgilere göre; trafo merkezleri, enerji iletim hatları ve taş ocaklarının ÇED’e dahil edilmemesi, işçilerin radyasyona maruz kalması durumunda ne gibi önlemlerin alınacağının işlenmemesi, santralin en önemli bölümü olan uranyumdan elektrik üretilecek bölümün tam olarak nerede yer alacağı belirtilmediği gibi hususlar davada gerekçe olarak yazıldı.
  • 01.12.2014: Çevresel Etki Değerlendirme Raporu’nun (ÇED), Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylandığı açıklandı.
  • 06.10.2010: Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında Mersin Akkuyu’da yapılacak Akkuyu Nükleer Santrali için yapılan milletlerarası antlaşma Resmi Gazete’de yayınlandı. (https://www.enerjiatlasi.com/nukleer/akkuyu-nukleer-santrali.html )

Rusya’nın Akkuyu Nükleer Santrali Hissesini Devrediyor
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Halk Meclisi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin