Diyanet İşleri Başkanlığı, bir kez daha laik hukuk düzeninin temel taşlarından birine saldırdı. Son açıklamalarında, kız çocuklarının mirastaki eşit pay hakkına karşı çıkarak, “Allah’ın takdir ettiği hakka razı olun” çağrısında bulunan Diyanet, açıkça Türk Medeni Kanunu’na ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırı bir tutum sergilemiştir.
Anayasa İhlali Açık ve Kesin
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, madde 10 ile eşitlik ilkesini, madde 90 ile uluslararası insan hakları sözleşmelerini, madde 24 ile din ve vicdan özgürlüğünün devlet eliyle dayatmaya dönüşemeyeceğini, madde 136 ile Diyanet’in “laiklik ilkesi doğrultusunda, tüm siyasi görüşlerin dışında” faaliyet yürütmesi zorunluluğunu net biçimde ortaya koymaktadır.
Oysa Diyanet, miras hukukunu şeriat kurallarına göre şekillendirme yönünde yaptığı bu açıklama ile:
- Anayasa madde 10’u (Herkes dil, ırk, cinsiyet vb. sebeplerle ayrım gözetilmeksizin eşittir) ihlal etmiştir.
- Anayasa madde 2’de tanımlanan laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkesine aykırı hareket etmiştir.
- Anayasa madde 136’yı, dini esaslara göre hukuk tavsiyesi vererek ihlal etmiştir.
- Türk Medeni Kanunu madde 495-499 arasında düzenlenen, kız ve erkek çocukların mirastaki eşit pay hakkına müdahale etmiştir.
Bu Bir Görüş Değil, Hukuka Müdahaledir
Diyanet’in bu açıklaması, kişisel bir kanaat değil; devletin resmi kurumu olarak anayasal haklara müdahale ve laik hukuk düzenini hedef alma anlamına gelmektedir. Bu nedenle, sıradan bir tartışma değil, hukuken suç teşkil eden bir eylem söz konusudur.
Savcılar Göreve!
Laik hukuk düzenine karşı sistematik söylemler geliştiren bir kurumun başındaki kişinin, Anayasa’ya karşı suç işlemekten ve görevi kötüye kullanmaktan yargılanması gerekir. Cumhuriyet Savcıları, resen harekete geçmeli ve bu beyanı veren Diyanet İşleri Başkanı hakkında Türk Ceza Kanunu madde 257 (Görevi kötüye kullanma) ve Anayasal düzeni ihlal kapsamında soruşturma başlatmalıdır.
Yorumlar kapalı.