Bir süredir hepimize bir şeyler oluyor ama kimse tam olarak ne olduğunu çözemiyor. Oysa tablo ortada: Operasyonu bize çekiyorlar. Üstelik öyle büyük silahlarla, tanklarla değil; algılarla, bölünmelerle, küçük hesaplarla yapıyorlar bunu. Türk milliyetçisini, Atatürkçüyü, cumhuriyetçiyi bir araya getirmemek için ince ince çalıştılar yıllarca. Her defasında da başardılar.
“Partimiz var”, “bizim yolumuz ayrı”, “bizim anahtar bizde” diye diye milletin ortak aklını parçaladılar. Kimi “Zafer” dedi, kimi “Yol”, kimi başka bir isim… Ama netice değişmedi: Türk’ün gücü yine bölündü. Hâlbuki mesele parti meselesi değil, memleket meselesiydi.
Bu işin başı çok gerilere dayanıyor. Kimi zaman “milliyetçi” kisvesiyle yola çıkıp halkın duygularını sömürenler, kimi zaman “özgürlük” nutuklarıyla milli birlik zeminini dinamitleyenler, aynı operasyonun farklı yüzleriydi. Fark ettirmeden, usulca, kimliğimize yöneldiler. Bugün geldiğimiz noktada insanlar hâlâ parti rozetine bakıyor, fikre değil; bayrağa değil, logoya sarılıyor.
Oysa biz, yüzlerce yıl boyunca partilerle değil, inançla, ahlakla, birlikle ayakta kaldık. Birbirimize düşman olmadığımız, “sen benden değilsin” demediğimiz günlerde bu millet dağları deldi, ordular kurdu, imparatorluklar inşa etti. Şimdi ne oldu da aynı ruhu bulamıyoruz?
Biz anlatıyoruz, belgeleriyle, gerçekleriyle önlerine koyuyoruz: “Bakın,” diyoruz, “bu milletin damarlarına sinsice sokulmuş planları görün.” Ama ne yazık ki, duyan az, duygusal refleksle hareket eden çok.
Oysa bugün çağrımız kavga değil, uyanıştır. “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” diyoruz. Bu, bir slogan değil; Türk’ün tarih boyunca en zor anlarda bile kendini ayağa kaldıran ruhudur. Bizim kavgamız kimseye karşı değil; bu milleti çökertmek isteyen zihniyete karşıdır.
Artık “partimize üye olun, tek çözüm bizde” anlayışıyla bu milleti daha fazla bölmeyelim. Yol uzun ya da kısa fark etmez; ama yol bir olmalı. O da vatanın, milletin yoludur.
Bir gün herkes görecek: Kurtuluş, birbirine omuz veren Türk’ün vicdanında saklı. Biz istersek, yeniden diriliriz. Yeter ki aklımızı kiraya vermeyelim, birbirimizi etiketlerle boğmayalım.
Bu vatanın kaderi bir partinin değil, Türk milletinin elindedir. Ve o el, yeniden yumruk olduğunda hiçbir güç karşısında duramayacaktır.





Yorumlar kapalı.