Bir milletin damarlarında kan yerine petrol arayanların, alın terini değersizleştirenlerin zamanı bu. “Çalışma, tüket; üretme, harca” diyen bir düzen kuruldu. Oysa Türk milleti, tarih boyunca emeğiyle yoğrulmuş, toprağını alın teriyle sulamış, fabrikasını gecesiyle gündüzüyle ayakta tutmuş bir millettir.
Bugün unutturulmak istenen şey, sadece alın teri değil; Türk’ün onuru, üretim kültürü, çalışkanlığının kutsiyetidir. Çünkü bilirler ki alın teri kurursa, bu milletin damarları kurur. Ama unuttukları bir şey var: Türk’ün damarı kurursa, dünya da karanlığa gömülür.
Bu bölümde, emeğin unutulan değerini, üretimin bir milleti nasıl ayakta tuttuğunu ve Türk kadınının gözünden “çalışmanın onurunu” okuyacaksınız.
Unutulan Damar: Alın Teri ve Üretim
Bir milletin damarlarında akan kan kadar değerlidir alın teri.
O ter ki, tarlada, fabrikada, atölyede dökülür; O ter ki, bir milletin var oluşunun en somut işaretidir.
Ama şimdi…
Bu kutsal alın teri, görmezden geliniyor, küçümseniyor. Üretmekten, çalışmaktan vazgeçmek için oyunlar kuruyorlar. “Daha çok tüket, üretme!” diyen sesler yükseliyor.
Kinayemi affedin; ama Türk milleti çalışmaktan korkan bir millet midir?
Atalarımızın emeğiyle kurulan bu vatan, boşuna mı alın teriyle sulandı? Değil.
Ama bugün gençlerimiz, emeğin kutsallığını unutmaya zorlanıyor. Üretmek, toprağı işlemek, zanaat öğrenmek; sanki geride kalmış, modası geçmiş bir hal aldı. Oysa biz biliriz: Bir milletin büyüklüğü, onun üreten halkıyla ölçülür. Ve alın teri akmayan yerde, gurur da solmaya mahkumdur.
Türk kadını olarak söylüyorum: Bizim damarlarımızda, alın teri kadar kutsal bir miras var. Ve o mirası unutturmak isteyenlere inat, üretmeye devam edeceğiz. Çünkü üretmek, Türk’ün onurudur, Türk’ün varlık sebebidir.
Unutmayalım; Bir milletin çarklarını döndüren, alın teri damlayan ellerdir. Emeği küçümseyenler, aslında milletin geleceğini çalmaktadır.
Sevda Güneş Kıran “Alın teriyle yazılan tarih, asla silinmez.”
Yorumlar kapalı.